Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “MTV, kasko, sigorta ücretleri pahalı olmaya başlamadı mı?” sorusuna “Maaşlar, gelirler de artıyor” yanıtını verdi. Bakan Karaismailoğlu, İstanbul’da taksi sorununa ilişkin de “Şu an 3 bin taksi ilave edildi İstanbul trafiğine. Bu önemli eksiği giderir ama siz şoför hareketleri ve hizmet kalitesindeki sıkıntılar ortadan kaldırılmadan sayıyı ne kadar artırırsanız artırın. Şoförlerin çalışma ruhsatları ve kartlarını İBB veriyor.” görüşünü savundu.
Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu açıklamalarda bulundu.
Bakan’ın açıklamaları şöyle:
İmamoğlu açıklaması
Sonuçta mahkeme kararı. Doğru ya da yanlış bulmak haddime değil. Kesin olmayan bir karar var, beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Mahkeme millet adına karar verir. Burada yanlışlık, düzeltilmesi gereken bir nokta varsa istinafı var Yargıtay’ı var. Bir yanlış varsa sonuçta düzeltilir. Sonuçta mahkemenin almış olduğu ara karardır bu. Kesinleşmesi için önümüzde süre var. O yüzden bugün karara sevinmek veya üzülmek farklı bir şey. Karar sonucunda etkilenenlere baktığınızda zannederseniz maç kazanmış, bu da trajikkomik bir hikaye. Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Adayların birbirine operasyon çekmek şeklinde düzenlemeler trajikomik. Yapılan işleri denetleyen kanunların belirlemiş olduğu mevkiler, makamlar, mahkemeler var. Bir süreç varsa karşılığında süreç var. Yargı kararının, kesin olmayan karar sonucunda gösterilen tavır trajikomiktir.
“İstanbul’da sıkıntılı süreç devam ediyor”
Hiçbir zaman İstanbullu’ya hizmet eden bir noktaya geldiklerini göremedik. Keşke olsaydı. İstanbullular sizi niye seçti? Bu şehri gelin yönetin dediler. Aradan 4 yıla yakın zaman geçti. Olmadığı gibi mevcut olanlar geriye düşmeye başladı. İstanbul hizmet, yatırım ister. Bugün 14 milyon turist gelmiş. Seneye 15-16 milyona çıkacak. Hizmet sektörünüzü geliştirmeniz lazım. Bugüne kadar İstanbul Belediyesi’ne merkezi hükümetten para gelmiş. Belediyenin kendi gelirleri var. Bütçesi büyük. Ama maalesef sıkıntılı süreç devam ediyor. Belediyenin yapması gereken 100 kilometrelik metro var. Bunların tamamında hiçbir ilerleme yok, olduğu gibi duruyor. Çam Sakura Şehir Hastanesi’nin metrosunu ve yolunu yapmayan bir belediye var maalesef. Sonuçta oraya vatandaş gidip şifa bulacak. Bunların hizmet siyaseti bu demek ki. Herhalde oraya ulaşılmasın diye yapılıyor demek ki.
CHP zihniyeti vatandaşa hizmette sıkıntıları var. İstanbul’da böyle de Adana’da farklı mı? Adana’da 15 Temmuz Köprüsü var. ‘Ben bunu yapmayacağım’ diyor. Bu sefer hükümet olarak o projeyi devralıyoruz. Bir altyapı yapmaktan imtina ediyorlar. ‘Biz engelleniyoruz’ diyorlar. Neyi engelliyorlar. Sürekli konuşmakla bu iş olmuyor. 2017’de ihalesi yapılmış, tüneller açılmaya başlanmış, Sancaktepe-Yenidoğan metrosunu bırakın yapmayı, durdurdunuz. Orada bir kamu zararı var. Kamunun malı olmuş, para harcanmış. Onu yok etmek için üzerine toprak döküyorsunuz. Denetleyiciler buna dava açmaları lazım. Bunu söyleyince ‘engelleniyoruz’ diyorlar. Bizim derdimiz bu bütçeleri vatandaşa hizmet noktasında harcamaları. 70 milyar liranın üzerinde yatırımla İstanbul’a metro yapıyoruz. Bunlar yapılmış işlerin üzerine toprak, beton döküyorlar.
“İstanbul’da taksi sorunu var”
İstanbul’da taksi sorunu var, evet kabul ediyoruz. Ama İstanbul’da toplu taşıma sorunu var. İstanbul’da otobüsler çalışıyor mu? Hayır, beklersin otobüsler gelmez. Otobüsler yolda kalıyor. Metroda merdivenler çalışmıyor. Siz oradaki hizmeti yerine getirmeyeceksiniz, sonra taksiye takılıp kalacaksınız. Taksideki sıkıntı şoförün yolcu almaması, kötü davranması, bunları eleyecek olan da büyükşehir belediyesi. Geçen yıl 1000 tane ihtiyaç fazlası olan minibüs taksiye dönüştürüldtü. Bunları hızlıca uygulamaları gerekir. İşletilmekte olan sistemin kaliteli olarak ilerlemesi için mutlaka denetim, aplikasyon, aracın takip edilmesi. Boş taksileri doldurduğunuzda otomatikman 5 bin taksi ilave etmiş oluyorsunuz. UKOME bir kuruldur, tartışır karar verir. Siz belediye taksicilik yapsın diye karar getiriyorsunuz. UKOME buna karşı çıkmış, yasal olmayan durumu değerlendirmiş.
Belediyelerin taksi işletmeciliği yapması için karar getiriliyor. Reddedilen oydu. Bu sistem zaten kanuna da aykırı. Otobüs A.Ş. İETT gibi farklı bir taksi modeli yapmaya çalışıyorlar. Bu da kanunen mümkün olmayan bir şey zaten. Buradaki sayıyı artırırken en önemli şey denetim, hizmet kalitesini artırmaktır. Otobüs çalışmıyor, metroda sıkıntı var, vatandaş ulaşım ihtiyacını gidermek için başka araç arıyor. Önemli olan toplu taşımın kalitesini artırmaktır. Otobüsle tramvayın çarpıştıgını görüyoruz. Bu sıkıntını başı oradaki liyakatli kadroların yok edilmesi. Biz İstanbul’da yapmamız gerekenlerin fazlasını yapıyoruz. Hükümet 70 milyarlık bütçe ayırmış İstanbul’da metro için.
Dolmahçe-Levazım alternatif bir yoldur. Halbuki önemli kısmı açılmıştı, devam edilip, bitirebilirdi. Dertlenmiyorlar, başka ne denebilir ki? İstanbul’un birinci görevi kaliteli, güvenli, ekonomik bir toplu taşıma sistemini kurmak ve yönetmektir. Belki tünel işi, karayolları yatırımları ikinci etaba bırakılabilir. Önümüzdeki günlerde Kağıthane-Havalimanı hattını da hizmete sunacağız. Kazlıçeşme-Sirkeci ve diğer metro yatırımları geliyor.
Şu an 3 bin taksi ilave edildi İstanbul trafiğine. Bu önemli eksiği giderir ama siz şoför hareketleri ve hizmet kalitesindeki sıkıntılar ortadan kaldırılmadan sayıyı ne kadar artırırsanız artırın. Şoförlerin çalışma ruhsatları ve kartlarını İBB veriyor.
Avrasya Tüneli alternatif bir güzergah. Dünyanın her tarafında bu tür yatırımlardan ücretli geçilir. Dünyadaki örnekleri daha çok pahalı. 2016 yılında açlıdı bugüne kadar 97 milyon araç Avrasya Tüneli’ni kullandı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün olmadığını düşünebiliyor musunuz? İstanbul’da otobüs filosunda yenilenme olmadığı için sıkıntılar yaşanıyor. Başka bir nedenin olması mümkün değil. Avrasya Tüneli’ne yılbaşında zam yapmayı düşünmüyoruz.
Kanal İstanbul açıklaması
Kanal İstanbul dünyanın en büyük altyapı projesi. Fizibiliteleri çıkmıştı, herşeyi hazır. Öncelikle ulaşım yolları yaparak ana ihaleye geçecektik. Kovid-19 salgın süreci, küresel dengeler oldu. Halkalı-Kapıkule hızlı tren hattımızın önemli hattı yapılıyor. Kanalistanbul’un altından tünelli geçecek. Şu anda Kanalistanbul çalışması yürüyor. Bir taraftan imar planları yapıldı. Ulaşım yolları devam ediyor. Kanalistanbul devletimizin bütçesinden para çıkmadan, kendi gelirleri ile kendini finanse edebilecek bir proje olarak hayata geçecek. Özellikle Karadeniz kıyısında dünyanın en büyük limanlarından bir tanesini yapacağız. Bu bir su yoludur. Yüzde 70 kanal formatında olan yerdir burası. Küresel dengelerin değişmesi, İstanbul Boğazı’na daha büyük baskı yapacak. Gemi sayıları artacak. Buna bir tedbir almak alternatif güzergah göstermek lazım.
Ulaştırma Bakanlığı olarak yüzde 80’inde devletimizin bütçesini kullandık. Bunlar bir ihtiyaç. Biz bugüne kadar ihale kanunlarına uygun olarak bu işi yapabilecek firmaların içinde bir yarışma sürecinde belirliyoruz. Her işin özelliği var. Gerek 21 B, gerek 21 C maddesini güvenlik içeren maddelerini isnad ediyoruz. Arkadaşlarımız bunu sınıflandırırlar. Fizibiletisi uygun projeleri yap-işlet-devret yapıyoruz. Tamamen açık ihaleler bunlar. Milletimizin parası millet için harcanıyor, emin ellerde harcanıyor. Bunlar yatırım projeleri. Kuzey Marmara Otoyolu’nda devletimiz baktı, yap-işlet-devret olarak yapılabilir bir proje olarak ortaya çıktı. 8 milyar dolarlık proje. 400 kilometre uzunluğunda bir yol. Yatırımcı buna baktı, inceledi. 8 milyar dolar yatırım maliyeti. 10 yıl işletme maliyetine baktı. Finansın maliyetini ekleyerek gelip yapmış olduğumuz yarışmaya teklif veriyor. Bizler de inceleyerek seçiyoruz. Aslında kredili ev almış gibi. Sonuçta siz 1 milyon liralık ev alacaksınız, 10 bin lira taksi vereceksiniz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü devlete kalıyor sonuçta.
“Kuzey Marmara Otoyolu olmasaydı, bu İstanbul yaşanmaz hale gelirdi”
Bunlar süreli işletmelerdir. Osmangazi Köprüsü’nde yazın bazı günlerde 80 bin araç geçiyor. Yatırım sırasında devletten 1 kuruş çıkmadı. Çanakkale Köprüsü de öyle. Bugüne kadar 2 milyon araç geçti. Osmangazi’den günlük 55 bin araç geçiyor. Köprü olmadığını düşünün. Eskihisar-Topçular arasında istediğiniz kadar feribot koyun, maksimum taşıyacağınız araç sayısı 10 bindir. Osmangazi Köprüsü ilk açıldığında 5-10 bin araç geçiyordu. Bugün 55 bine çıktı. Kuzey Marmara Otoyolu olmasaydı, bu İstanbul yaşanmaz hale gelirdi. Sadece İstanbul değil, Adapazarı, İzmit de aynı şekilde.
İstanbul’daki trafik problemin olmazsa olmazı kaliteli işletme hizmeti vermektir. Otobüsteki işletme kalitesini gün geçmeden düzeltmeleri gerekiyor. Bunu da entegre şekilde yapmak lazım. Otobüs, metro, taksi şeklinde.
Bakanlık olarak ihtiyaç halinde ilan yapıyoruz. Doğrudan KPSS’den direk listeden alıyoruz. İhtiyacımız doğrultusunda sürekli eleman alıyoruz. Onun yanında taşeronlar da var, kadroya geçmek isteyenler. Bu kadar iş yapan bakanlık olarak inşaat mühendislerine, inşaat teknikerlerine ihtiyacımız var. Bana kalsa hepsini kadroya alırım, sonuçta ihtiyaç olduğu müddetçe kadroya almak zorundayız. 700 bine yakın mühendis kardeşim çalışıyor şu anda bakanlık bünyesinde.
“Esenboğa Havalimanı’da devletten 1 kuruş çıkmadı”
Geçen yıl Antalya Havalimanı’nda ihale yaptık. 765 milyon euroluk yatırım yapmamız gerekiyordu. Biz ne yaptık? Devletten 1 kuruş çıkmadan yaptık. 25 yılı işleteceksin, devlete kaç lira vereceksin, biz onu yarıştırdık. Tam 8,5 milyar euro devlete kira vereceğim diye taahhüdde bulunuldu. Ankara’da Esenboğa Havalimanı’da devletten 1 kuruş çıkmadı. 560 milyon Euro devlete gelir gelecek oradan. İstanbul Havalimanı 10 milyar Euro yatırım. Buradan da tam 26 milyar Euro devlete gelir gelecek. İstanbul Havalimanı dünyanı en özel projelerden bir tanesi. Avrupa’da yolcu sayısında birinci. Dünyada da hizmet kalitesi açısından en iyi havalimanı.
Zafer Havalimanı’nda esas olan yatırım maliyetidir. Biz oraya para ödüyoruz. Adıyaman’daki havalimanını ayakta tutmak için para ödüyoruz. Zarar ediyoruz diye kapatacak mıyız? Adıyaman’da ne kadar masraf yapıyorsak orada da aynı masrafı yapıyoruz. Onun yanında Sabiha Gökçen Havalimanı’nda günde 100 bin yolcu gidip geliyor.
Dünyada krizlerin konuşulduğu ortamda Türkiye yatırımlara devam ediyor. Yaptığımız her şey vatandaşımızın yaşamını etkiliyor. İstihdamı, turizmi, tarımı canlandırıyor. Yatırımlar bir akarsu gibi gittikleri yerde bereketi artırıyor. Altyapı yaptığımız bölgede 10 katı etkisi oluyor. İstanbul-İzmir otoyolu yapıldıktan sonra üretim artışı, küçükbaş büyükbaş hayvanlarda 10 kat artış var. Büyümenin en büyük dinamosu ulaştırma altyapı yatırımlarıdır. Bütün yatırımların arkasındayız ama hiçbir zaman yeterli görmedik. Bütün planlarımızı planladık, 2053’e kadar devam edecek inşallah.