MOSSAD Adına Casusluk Yapan Hücreye Yönelik Dava Sonuçlandı
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ortak operasyonuyla 2022 yılında çökertilen ve İsrail istihbarat servisi MOSSAD adına Türkiye'de faaliyet yürüttükleri öne sürülen casusluk ağına yönelik davada karar açıklandı.
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklar hakkında "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Yabancı istihbarat örgütü adına faaliyet yürütme" ve "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçlamaları yöneltilmişti.
Bazı Sanıklara Ağırlaştırılmış Hapis Cezası
Mahkeme heyeti, yargılama sonucunda sanıklardan 7 kişiyi ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırdı. Delil durumu ve suçun niteliği dikkate alınarak cezalar artırımlı olarak uygulanırken, bazı sanıklar hakkında ise etkin pişmanlık hükümleri dikkate alınarak indirim yapıldı.
Ceza alan sanıklar arasında, sahte kimlik kullandığı tespit edilen, farklı ülkelerle bağlantılı para transferleri gerçekleştiren ve fiziksel takip yaparak rapor hazırlayan şahısların da bulunduğu öğrenildi.
Davanın Detayları: Takip, Fotoğraflama, Bilgi Sızdırma
İddianameye göre, sanıklar MOSSAD’a hedef gösterilen kişilerin günlük yaşamlarını izleyip raporlar hazırlıyor, konum bilgilerini aktarıyor, hatta bazı durumlarda fotoğraf ve video çekimleri yaparak gizli belge niteliğinde dijital veriler sağlıyordu. Bu çalışmalar karşılığında kripto para dahil olmak üzere çeşitli yöntemlerle ödeme aldıkları belirtildi.
İzlenen kişiler arasında özellikle:
Yurt dışında yaşayan Filistinli akademisyen ve gazeteciler
Türkiye’de ikamet eden sığınmacı aktivistler
İran ve Lübnan bağlantılı kişiler
yer alıyor. Bu bilgilerin doğrudan Tel Aviv merkezli istihbarat birimlerine iletildiği değerlendirildi.
Operasyonun Arka Planı: MİT ve Polis Ortaklığıyla Başlatıldı
2022 yılında başlatılan soruşturma kapsamında MİT tarafından yürütülen teknik ve fiziki takip sonucunda, MOSSAD ile bağlantılı olduğu iddia edilen kişilerin kimlikleri tespit edilmişti. Özellikle şüphelilerin kullandığı gizli haberleşme yöntemleri, yurtdışına sık yapılan seyahatler ve anlık para transferleri soruşturmayı derinleştirdi.
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere farklı illerde düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla şüpheliler gözaltına alınmış, çok sayıda dijital materyal ve delil ele geçirilmişti.
Savcılıktan Açıklama: "Yabancı İstihbaratlara Asla Göz Yumulmayacak"
Davanın tamamlanmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yaptığı açıklamada Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden her türlü yabancı istihbarat faaliyetine karşı tavizsiz mücadele edileceğini vurguladı.
Açıklamada ayrıca, “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde hiçbir istihbarat teşkilatına gizli operasyon yürütme izni verilemez. Hukuk devletinde hesap sorulur,” ifadelerine yer verildi.
Sanık Avukatlarından Karara İtiraz Sinyali
Sanık avukatları ise mahkeme kararına itiraz edeceklerini ve dosyanın istinaf mahkemesine taşınacağını belirtti. Avukatlar, bazı sanıkların “herhangi bir doğrudan casusluk eylemi gerçekleştirmediği” ve “suç vasfının abartıldığı” yönünde savunmalar yaparak, kararın hukuki temele oturmadığını savundu.
Bu gelişmeyle birlikte, davanın üst yargı organlarında devam etmesi bekleniyor.
Türkiye’nin ulusal güvenlik gündeminde önemli yer tutan MOSSAD casusluk davası, adli sürecin tamamlanmasıyla birlikte diplomatik açıdan da dikkatle izlenmeye devam ediliyor. Güvenlik kaynakları, bu tür istihbarat faaliyetlerinin yalnızca adli değil, aynı zamanda uluslararası ilişkilere etkisi olan bir mesele olduğunu vurguluyor.